Muğla’nın Milas ilçesine bağlı İkizköy’de Akbelen ormanları için 4 yıldır mücadele eden çevreciler ve köylüler kesilen Akbelen ormanlarında patlatılan dinamitler nedeniyle İkizköy’deki evlerin duvarlarında çatlaklar oluştuğunu ve yaşamlarının tehlikede olduğunu belirterek dava açmışlardı.
İkizköy Çevre Komitesi’nden bugün yapılan açıklamada, “Akbelen’de patlatılan dinamitler yüzünden çatlayan evlerimize dair istediğimiz delil tespiti mahkemeler tarafından defalarca reddedildi, yinede pes etmeyeceğiz ” denildi. Açıklamada şu ifadeler kullanıldı;
“MADENE KARŞI 5 YILDIR MÜCADELE EDİYORUZ”
*Biz İkizköylüler, madene karşı verdiğimiz mücadelede beşinci senemize girdik. Eğer beş senedir inadımızla, inancımızla, birliğimizle direnişi bugünlere kadar getirmeyip pes etseydik; Akbelen Ormanı’ndan sonra gelen tarım arazilerimiz, 45 bine yakın zeytinimiz, evlerimiz, köyümüzle birlikte geçmişimiz ve geleceğimiz de yok olacak, silinip gidecekti.
*Bunca senedir köylerimizi, verimli topraklarımızı, zeytinliklerimizi talan eden YK Enerji şirketinin her türlü baskısına, şirketi koruyan jandarmanın en ağır şiddetine, bitmeyen eziyetlerine karşı hala bu topraklarda yaşamak için mücadelemiz sürüyor.
*Köyümüzü madenin zehrinden bir nebze de olsa koruyan Akbelen Ormanı’na 24 Temmuz 2023’te jandarmanın koruması altında YK Enerji şirketi saldırmış; tüm çabalarımıza, kamuoyunun yoğun tepkisine karşı bir haftada 740 dönümlük ormanı devam eden davalarımıza rağmen kesmişti.
*Yediğimiz biber gazına, tomanın suyuna, jandarmanın jopuna karşı köylüler olarak yine vazgeçmeyip madene karşı mücadelemize de, bunun için tuttuğumuz çadırlı nöbete de devam ettik.
*12 Eylül 2023’te inatla süren direnişimizi kırmak, madenin önünü açmak, tepkimizi engellemek üzere nöbet alanımız dağıtılarak, eşyalarımıza en konularak Akbelen’e Jandarma Asayiş Noktası kuruldu.
“BU EVLER BİZE MEZAR OLSUN DİYE Mİ BEKLENİYOR?”
*Bugün geldiğimiz noktada Akbelen’de her gün çok sayıda dinamitler patlatılıyor, 7/24 iş makineleri çalışıyor, köyümüz adeta bir toz ablukasının içinde hayatta kalmaya çalışıyor. Evlerimizin hemen karşısında patlatılan dinamitler yüzünden aylardır evlerimiz çatlaklar içinde. Dört bir yanından çatlayan evlerimizde güvende değiliz.
*Her gün deprem şiddetinde sarsıntılar yaşıyoruz. Köyümüzde yaşayan çok sayıda yatalak veya bakıma muhtaç yaşlı ile birlikte çocuklarımız yaşıyor. Can güvenliğimizin olmadığı çatılarımızın altında; her gün çatlakların derinleşmesine, evlerimizin giderek daha çok hasar almasına tanık oluyoruz.
*Evlerimizin madende patlatılan dinamitler yüzünden aldığı hasarı tespit etmesi için mahkemeye bıkmadan usanmadan defalarca başvurduk. Jandarmaya şikayette bulunduk. Milas Kaymakam’ı ile görüşmeye gittik. Jandarma evlerimize gelip yalnızca çatlaklarımıza baktı, Kaymakam verilen izinler çerçevesinde bir sorun yoktur dedi, mahkemeler de hukuki yarar bulmadığı için delil tespit talebimizi reddetti.
*Çatlayan hasarlı evlerimizin içinden görevini yapmayan mahkemelere, Milas Kaymakamı’na, jandarmaya, bu izinleri bu şirketlere veren bakanlıklara ve bu ihmalden, bu talandan sorumlu olan tüm kamu kuruluşlarına, tüm yetkililere haykırıyoruz: Bir gün evlerimiz dinamitlerin şiddetine dayanamayıp başımıza yıkılsın da; çocuklarımızla, yaşlılarımızla, gencimizle, her türlü insanımızla bize yuva olan bu evler bize mezar olsun diye mi bekliyorsunuz?
*İneklerimizi, keçilerimizi, koyunlarımızı beslediğimiz ahırlar hayvanlarımızın başına yıkılırsa hesabını kim verecek?
“AKBELENİ’DE İKİZKÖYÜ’DE TERK ETMEYECEĞİZ”
*Mahkemenin çatlakları tespit etmemek için söylediği “hukuki yarar” kimin yararıdır? YK Enerji şirketinin hukuksuzluklarını görmezden gelmenize dayanak gösterdiğiniz izinlerinizi, İliç’te 9 madenciye mezar olan liç yığını için de vermemiş miydiniz?
*Bu ülkenin işçileri, köylüleri, patronlar ve şirketler tarafından ezilenleri, yaşamları yağma edilenleri olarak biliyoruz ki hepimiz kader ortağıyız. Biliyoruz ki hiçbirimizin canının bir kıymeti yok.
*Biliyoruz ki birileri daha çok zengin olsun diye yaşamlarımız gasp edilmeye devam ediyor. Ve yine biliyoruz ki bitmeyen bu işkencelerinizin sebebi kıramadığınız inadımız, tükenmeyen inancımız, bitmeyen hukuki ve meşru mücadelemiz.
*Ne yaparsanız yapın mücadelemize devam edeceğiz. Gitmemizi beklediğiniz bu toprakları, Akbelen’i de İkizköy’ü de terk etmeyeceğiz!